KEŞANLI ALİ OYUNUYLA SEYİRCİLERİ BÜYÜLEDİLER

TİYATRO SAHNELERİNDE YÜZLERCE KEZ SAHNELENEN KEŞANLI ALİ DESTANI, BU DEFA DA ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ AKADEMİSYEN VE ÖĞRENCİLERİ TARAFINDAN SAHNEYE ONURA EDİLEREK SAHNELENDİ. OYUN İLK GÖSTERİMİNDE SEYİRCİLER TARAFINDAN YOĞUN BİR TALEP OLDU

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü akademisyen ve öğrencileri, uzun zamandan beri hazırlandıkları Keşanlı Ali Destanı ile görücüye çıktı. Performansları ile hayranlık uyandıran ve salonu tıklım tıklım dolduran seyirciye “tiyatro ziyafeti” çeken Prof. Dr. Ayşe Pınar Aras yönetmenliğini üstlendiği ekip, oyun sonunda dakikalarca alkış aldı.

SEYİRCİ İLE BİRLİKTE İLK HEYECAN

Şimdiye kadar farklı tiyatro sahnelerinde belki yüzlerce defa oynanan, bu arada filmi de çekilen Haldun Taner’in klasik eseri Keşanlı Ali Destanı, dün akşam bu defa Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ilk defa seyirci ile buluştu ve yoğun bir ilgiyle karşılaşıldı.

Tiyatro eğitimi almak için Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni tercih eden öğrenciler açısından “bir büyük şans” olarak görülen Ayşe Pınar Aras’ın yönetiminde hazırlıklarına başlanılan oyunda radikal değişiklikler de yapıldığı, oyunla özdeş hale gelen, alışık müziklerin yerine, yine aynı fakültenin eğitim kadrosunda yer alan Orhan Kaplan’ın yeniden bestelediği şarkılara yer verildiği gözlendi. Oyunun konusu ise bir yanda mertlik belası, bir yanda aşk yarası… İşlemediği bir cinayetten ötürü “mahkûm ve kahraman” olan Keşanlı Ali ile kenar mahalle güzeli Zilha’nın imkansız aşkı. Masal kadar uzaktaki şehre tepeden bakan Sineklidağ’da geçen bol şarkılı bir kahramanlık parodisi. Haldun Taner’in epik başyapıtı, Türk tiyatrosunun eşsiz klasiği seyircilerle buluştu. 

TALİHSİZLİK!

Oyunda sadece son sınıflardan değil, birinci ve ikinci sınıflardan da öğrencilere sorumluluk yüklendiği Keşanlı Ali Destanı’na protokol anlamında ilginin “vekil” düzeyinde kalması “şanssızlık” olarak tanımlandı.

Oyunun gösterime girdiği ilk akşama gelme zahmetinde bulunmayan şehir protokolünün çok şey kaybettiğini belirten seyirciler, “Böyle güzel bir akşamda, böylesine mükemmel bir oyunu izlemeye gelmeyenler, sadece oyunu seyretme adına fırsat tepmekle kalmadı, aynı zamanda harcanan büyük emeği, dökülen teri takdir etme alicenaplığından da yoksun kaldılar. Oysa marifet iltifata tabidir diye bir söz var. Bu sözü aslında herkesin, özellikle de yönetici katlarında oturanların iyi bellemeleri ve buna göre hareket etmeleri gerekir gerekir” dediler.

Sadece oyuncularının performansı ile değil, aynı zamanda sahne tasarımı, ışığı ve kostümleriyle de dikkat çeken oyuna, bir başka akademisyen, Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Özer Akçay ve arkadaşları da canlı olarak eşlik ettikleri oyuna Orhan Kaplan’ın yeniden bestelediği şarkılarıyla renk ve güzellik kattılar.

Aras,”Böyle imkanların tiyatro bölümü olan hiçbir üniversite tarafından sağlandığını tahmin etmiyorum“

İki perdelik oyunun sonunda kısa bir konuşma yapan Ayşe Pınar Aras, gösterilen ilgiye teşekkür etti. Kendilerine sağlanan imkanların çokluğundan bahseden, “Böyle imkanların tiyatro bölümü olan hiçbir üniversite tarafından sağlandığını tahmin etmiyorum. Buna adım kadar eminim” diyen Pınar Aras’a Rektör Vekili Prof. Dr. Atilla Keskin tarafından çiçek takdim edildi. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Berkli de yaptığı konuşmada, emeği geçen herkesi kutladı.Gösterim şuan Güzel Sanatlar Sahnesinde devam ederek tüm Erzurum halkına tiyatro ziyafeti çekirdiler.