Pandemi Sürecinde Kadınların Yüzde 62’si Şiddete Maruz Kaldı
İş dünyasının önemli isimlerini buluşturan ve çevrimiçi toplantıyla gerçekleştirilen Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu; TÜSİAD işbirliği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı desteğiyle 2014 yılında başlattığı ”İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” (Business Against Domestic Violance-BADV) projesi kapsamında yürüttüğü araştırma raporu sonuçlarını ”Salgın Sürecinde Çalışma Hayatı ve Ev İçi Şiddet” başlığı altında paylaştı.
Rapora göre; son 3 ay içinde kadın çalışanların yüzde 62’sinin ev içinde veya birlikte oldukları kişiler tarafından şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve en sık maruz kalınan şiddet türünün yüzde 58 oran ile psikolojik şiddet olduğu görüldü. Maruz kalınan diğer şiddet türleri ise yüzde 15 ile sosyal şiddet, yüzde 12 ile fiziksel şiddet ve yüzde 9 ile cinsel şiddet olarak gözlendi.
BADV Projesinin amacı Covid-19 sürecinde bireylerin ev içinde veya birlikte oldukları kişiler tarafından uğradıkları şiddetin çalışma ortamına ve çalışma yaşamına etkilerini tespit ederek, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini sağlayıcı ve kadına yönelik şiddete karşı koruyucu politikalar geliştirmiş olan şirketlerin çalışanları ile cinsiyet eşitliği gözetmeyen diğer şirketlerin çalışanlarının bu süreçten ne kadar farklı etkilenip etkilenmediğini gözlemlemek ve aynı zamanda elde edilen veriler ışığında şirketlere, çalışan kadınların evden çalışma uygulamalarından olumsuz etkilenmesini önleyecek önerilerde bulunmayı amaçlıyor.
Raporun ortaya koyduğu bir sonuçta çalışanların yüzde 25 ila yüzde 30 arasında bir bölümünün yorgunluk, enerjide azalma, tedirginlik, bel ve sırt ağrıları gibi sağlık sorunlarını sık sık veya sürekli yaşadığı. Bu süreçte kadınların yüzde 76 sının ev işlerine çok zaman ayırdığı sonucuna ulaşılırken ”haftada 6 saatten fazla ev işi yapmıyorum” diyen erkek sayısının fazla olduğu görüldü.
Pozisyonlarına göre idari işler ve işçi pozisyonunda çalışan kadınların yüzde 85’i , akademisyenler de yüzde 60’ı , yönetici, uzman ve uzman yardımcısı pozisyonunda çalışanların ise yüzde 54”ünün psikolojik şiddete maruz kaldığı belirtildi.
Pandemi sürecinin çalışan kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerini açıkça gösterdiği ve kadınların bu süreçte ev işi yükünün büyük kısmını üstlendiği de değerlendirmenin sonuçları arasında yer aldı.
Toplantının açılışında UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl raporun sonuçlarını tek tek değerlendirdi.
Tek bir gün değil, şiddete her gün hayır!
İlk sözü alan UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami yapılan çalışmaları takdirle karşıladıklarını belirterek projede yer alan tüm katılımcı şirket ve kurumlara teşekkür etti. Mohtashomi raporu değerlendirmesinde ”Rapor bir kez daha gösteriyor ki yaşadığımız bu kriz erkekleri ve kadınları farklı farklı etkilemektedir. Böyle bir eşitsizlik varken yaşanan her kriz zaten daha da derinleşiyor. Ve küresel olarak raporlarımıza baktığımızda görülüyor ki pandemi sürecinde aile içi, ev içi şiddet arttı. Raporun iyi bir yanı var bu alanda çalışmakta olan şirketler konunun özüne doğru şekilde inebilmişler. Rapor henüz işimizin bitmediğini gösteriyor ve emin olmamız gerekiyor aile içi şiddetin her türlüsü ortadan kaldırılmalıdır. Çalışma hayatının içindeki kadınların seslerine deneyimlerine ve ihtiyaçlarına öncelik verebilmek ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmaya yönelik çabalarımızı yoğunlaştırmamız ve yaratılmış ivmeyi daha da arttırmaya devam etmemiz gereklidir. Artık harekete geçip tek bir gün değil her gün şiddete hayır deme zamanıdır” diye konuştu.
Tüm iş dünyası kadına yönelik ev içi şiddetle mücadele politikası geliştirmeli
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan konuşmasında pandemi sürecinde kadınların ev içi ve bakım emeği yükünün ev içinde maruz kalınan şiddet oranlarının arttığını ifade ederken sözlerine şöyle devam etti: ”Şirketlerin aile içi şiddetle mücadeledeki etkin rollerini artırabilmeleri için çalışanların mevcut politikalara yönelik farkındalığının artırılması, yöneticilerin şiddet belirtileri hakkında bilgilendirilmeleri gerekiyor. Salgının, kadının insan hakları üzerindeki olumsuz etkilerini minimuma indirebilmek için bilimsel araştırmalarla ihtiyaçları tespit etmek ve çalışmalarımızı bu öncelikler ışığında şekillendirmemiz çok önemli. Tüm iş dünyasını kadına yönelik ev içi şiddetle mücadele politikaları geliştirmeye ve uygulamaya davet ediyor ve bu yayının bu konuda kendilerine rehberlik edeceğini umuyorum.”
TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl rapor değerlendirmesinde ”Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan tamamen sona ermesi gerçekten mümkün değil” diye konuştu. Son 3 ayda fiziksel ve cinsel şiddet yaşadığını belirten kadınların yarısının salgın sonrası işyerlerine geri dönmek istediğini ve toplumun kadına ve erkeğe biçtiği roller ve beklentilerin yarattığı hiyerarşi, Alt-Üst ilişkisinin ;kadınların aile yaşamından eğitime, siyasetten, istihdama her alanda ayrımcılığa uğraması veya şiddet görmesine neden olduğunu ifade etti.
”
Ellerinize sağlık Ayşe hanım.. Umarız kadına şiddetin bittiği günlerede varırız..
Teşekkür ederiz. Biz de aynı dilekler içerisindeyiz Fethiye Hanım.